Instagram’ın Story özelliği sporcu ve taraftar etkileşimine yeni bir boyut kazandırdı…
Serena Williams, köpek balıklarından ne kadar korktuğunu anlatıyor, Stephan Curry hangi ayakkabıyı alacağını hayranlarına soruyor, Eden Hazard sakatlıktan nasıl kurtulduğunu paylaşıyor, Arda Turan ne kadar adam olduğunu yazıyor… Pardon sonuncusunun yazıyla pek ilgisi yoktu.
Aslında yine de var.
Instagram’ın story özelliğinde sporcuların paylaştığı sıradan günlük olaylar bu sporcuların medyadaki yüzünün de değişmesini etkiledi.
Instagram’da Story özelliğinin getirilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Story’nin bizi yakından ilgilendiren taraflarından biri de sporcuların kişisel hayatlarından parçalar aktarması oldu.
800 milyondan fazla instagram kullanıcısının 250 milyonu bu story özelliğini aktif olarak kullanıyor. Instagram’da en popüler üçüncü topluluğu müzik ve eğlence dünyasından sonra sporcular oluşturuyor.
Peki Instagram’da sporcuların içeriklerinin yönetilmesi, sponsorluk işleri, paylaşımlar kontrolsüz mü sanıyorsunuz? Hayır değil. Bu işin başında da biri var.
Will Yoder, Instagram’ın spor birlikteliklerini düzenleyen takımın başında. Kendisi sporcuların oluşturduğu komünitenin yöneticisi. Elbette sporcuların gönderilerine karışıp onları düzenlemiyor ama hangi gönderinin ön plana çıkacağını belirleyebiliyor.
Will Yoder, SporTechie’ye verdiği röportajda instagram’ın spor alanında yaptığı partnerliklerin taraftarlar ve sporculara arasındaki bağı arttırmaya devam edeceğini söylüyor ve şöyle ekliyor: “Instagram Live özelliği sosyal medyada kullanabileceğiniz en büyük ve en hızlı megafon.”
Sadece Instagram değil Facebook’un da aynı pozisyonda sadece spor içerikleri ile ilgilenen bir çalışanı var: Jarry Newman. (Bu arada instagram’ın sahibinin Facebook olduğunu hatırlatmakta fayda var)
Newman bu yıl katıldığı bir panelde şunları söylemişti: “Spor kulüplerinin yaratıcığı inanılmaz. Bundan birkaç yıl önce bir sporcuya ulaşabilmek için kulübe gidip izin alınır sonra gazetede veya televizyona bir röportaj yayınlanırdı. Bu sporcu ile olabilecek tek ilişi yoluydu. Şimdi ise sporcuların günlük hayatına her gün ulaşabiliyorsunuz. Bir sporcuyu görmenin tek yolu stadyuma gitmekti. Şimdi ise kendileriyle ilgili çok daha fazla şey öğreniyorsunuz. Sahada yaptıklarından çok daha fazlasını. Ailesini görüyorsunuz, yaşam biçimleri ile karşılaşıyorsunuz, daha önce olmadığı şekilde kendileriyle bağlantı kuruyorsunuz.”
Instagram kullanıcıları arasında spor, moda ve haberlerden çok daha fazla etkileşim alan endüstri olarak görünüyor. Instagram kullanıcılarının üçte biri kendilerini spor seyircisi olarak tanımlıyor ve en az 10 tane spor hesabı takip ediyor. Bu hesapların yüzde 94’ü yani insagram’a sporcuların kişisel hayatlarını takip etmek için girdiği söyleniyor.
25 yaşın altındaki kullanıcılar “süper kullanıcılar” olarak tanımlanıyor. Bu kitle ortalama olarak günde 32 dakikasını instagram’da harcıyor. Gençlerin en çok takip ettiği 100 hesabın 30’u spor ile ilgili.
Instagram’da en popüler spor tüm dünyaya yayılabildiği için futbol. Tüm spor hesaplarından kulüpler ve organizasyonlar da dahil olmak üzere en çok takipçisi olan hesap Cristiano Ronaldo’ya ait. 100 milyondan fazla takipçisi var.
Yoder’ın dediğine göre NBA hesapları spor endüstrisinde hızlı instagram yükselişine sahip. NBA’in özellikle video içerikleri öne çıkıyor. NBA’le neraber WNBA, G-League, sporcular, takımlar ve NBA tarihi gibi hesapların paylaştığı videolar instagram’da 2.5 milyar defa izlenmiş. Büyük bir sayı.
Story özelliği ile instagramda kulüplerin, sporcuların ve organizasyonların gençlere daha çok ulaştığını belirten Yoder, genç nüfus arasında spora ilginin düşmesinin bu şekilde önüne geçileceğine inanıyor.
Yoder aynı zamanda Instagram ve Facebook’un takımlarla, liglerle ve sporcularla birlikte çalışıp yaratıcı içerik üretilmesine yardımcı olduklarını belirtiyor.